Son günlerde Türkiye’nin önde gelen deprem bilimcilerinden biri olan Prof. Dr. Naci Görür, yaptığı açıklamalarla bilim dünyasında gündem oluşturdu. Deprem tehlikesinin ciddiyetine dikkat çekmek için sık sık medyada yer alan Görür, son olarak bir bilim adamının yaptığı açıklamaları sert bir şekilde eleştirerek "Bunu diyen bilim adamı olamaz!" ifadelerini kullandı. Bu cesur çıkış, hem bilim camiasında hem de halk arasında büyük bir yankı buldu.
Türkiye’nin en tanınmış deprem bilimcilerinden biri olan Prof. Dr. Naci Görür, özellikle 1999 İzmit depremi sonrası rehberlik yaptığı çalışmalarla dikkat çekmiştir. Uzun yıllar boyunca deprem riski, zemin etüdü ve yapı güvenliği konularında uzmanlaşmış bir akademisyen olan Görür, birçok bilimsel yayına imza atmıştır. Türkiye’nin fay hatları üzerine yaptığı detaylı çalışmalar, hem yerel hem de uluslararası platformlarda önemli bir yer bulmuştur. Yıllar içinde apansız gerçekleşen depremlerle ilgili uyarıları ve önerileri, kamuoyunda ciddiyetle takip edilen bir ses haline gelmiştir.
Prof. Dr. Naci Görür'ün isyan ettiği açıklamalar, bir başka bilim insanından geldi. Belirli bir bölgedeki depremselliğin göz ardı edilerek, güvenli yapıların inşa edilmesi gerektiği yönünde ifadeler kullanan bu bilim adamı, Görür tarafından sert bir dille eleştirildi. Görür, Türkiye’nin farklı yerlerinde var olan fay hatlarının gözlemlenmesi ve deprem riskinin hafife alınmaması gerektiğini vurguladı. "Herkes bilim insanı olamaz ve bu tür yüzeysel değerlendirmeler, halkın yanlış yönlendirilmesine neden olabilir" diyen Görür, dikkat çekici bir biçimde, "Bu tür açıklamalar insan hayatını tehlikeye atar" şeklinde ifadeler kullandı.
Prof. Dr. Görür, açıklamalarının arkasında bilimsel verilere dayalı bir anlayışın yattığını belirtti. "Öncelikle bilimsel gerçekler yerine kişisel görüşlerin öne çıktığı bir ortamda, bilim insanlığına atıfta bulunmak kabul edilemez" diyerek bu tür açıklamaların, toplumda yanlış algılara yol açabileceğini ifade etti. Görür, deprem gerçeği ile yaşayan bir toplumun, her zaman için bilimsel verilere dayanarak hareket etmesi gerektiğini bir kez daha hatırlattı. Ayrıca, bu tür yanlış yönlendirici açıklamaların; sadece tek bir bilim insanı ile sınırlı kalmayıp, tüm toplumun güvenliğini tehdit ettiğinin altını çizdi.
Prof. Dr. Naci Görür, bilim insanlarının sorumluluklarının sadece araştırma yapmakla sınırlı olmadığını, halkı bilgilendirme ve bilinçlendirme görevlerinin de bulunduğunu vurguladı. Türkiye’deki deprem tehlikesinin, herkes tarafından ciddiye alınması gerektiğini savunan Görür, "Bu konuda eğitim çalışmaları, halkın bilinçlendirilmesi ve devletin bu konudaki yatırımlarının artırılması şart" şeklinde önerilerde bulundu. Ayrıca, okullarda ve üniversitelerde deprem bilincinin aşılanması için özel müfredatların hazırlanması gerektiğini belirtti.
Görür’ün bu açıklamaları, özellikle genç nesilin deprem ve doğal afetlerle ilgili daha bilinçli olabilmesi için büyük bir adım olarak değerlendirildi. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yaşanan depremler ve bu süreçte ortaya çıkan kayıplar göz önüne alındığında, bu tür toplum bilincini artırmayı amaçlayan çalışmaların önemi tartışmasız bir gerçek. Tüm bu gelişmelerin ışığında, toplumun farklı kesimlerinde deprem mangası kurma, dayanışma ağları oluşturma ve binaların güvenliği için harekete geçme gibi inisiyatifler almaları teşvik edilmeli.
Sonuç olarak, Prof. Dr. Naci Görür'ün gündemi sarsan açıklamaları, yalnızca bilim camiasında değil, kamuoyunda da büyük yankı uyandırdı. Herkesin bilim insanı olamayacağı gerçeği, Görür tarafından yapılan açıklamalarla bir kez daha gözler önüne serildi. Bilim, her zaman veriler ve gerçeklerle ilerlemeli, toplumun güvenliğini tehdit eden her türlü yüzeysel bilgiden uzak durulmalıdır. Deprem kuşağında yer alan Türkiye, bu tür eleştirilere kulak vererek, gelecekte daha sağlam bir yapı geliştirmeli ve hazırlığını arttırmalıdır. Prof. Dr. Naci Görür’ün uyarılarına kulak vermek, toplum olarak alacağımız en önemli derslerden biri olarak durmaktadır.