Türkiye’nin köklü tarım bölgelerinden biri olan Taşköprü, sadece özel sarımsağı ile değil, aynı zamanda bu toprakların kadınlarının azmi ile de anılıyor. 77 yaşındaki Hayriye Hanım, yıllardır Taşköprü sarımsağı yetiştiriciliği yaparak hem geçimini sağlıyor hem de genç nesillere tarımın önemini gösteriyor. Yaşına rağmen sağlıklı yaşam tarzı ve yorulmak bilmeyen enerjisiyle çevresindekilere ilham veren Hayriye Hanım, aynı zamanda bölgedeki genç çiftçilere de cesaret aşılıyor.
Taşköprü sarımsağı, aroması, yoğunluğu ve kalitesiyle bilinen bir ürün. Bu sarımsak türü, Türkiye'nin önemli tarım ürünleri arasında yer alıyor ve özellikle sağlık açısından birçok fayda sağlıyor. İçeriğindeki allicin maddesi sayesinde bağışıklık sistemini güçlendiriyor, kalp sağlığını koruyor ve çeşitli hastalıklara karşı koruma sağlıyor. Taşköprü'nün iklimi, toprak yapısı ve su kaynakları bu sarımsağın eşsiz olmasını sağlayan faktörlerdir. Hayriye Hanım, bu lezzetli ve sağlıklı sarımsağı yetiştirerek, sadece kendi ihtiyaçlarını karşılamakla kalmıyor, aynı zamanda bölgenin ekonomik kalkınmasına da katkıda bulunuyor.
Hayriye Hanım, genç yaşta tarımla tanışmış. İlk başlarda ailesine yardım etmek amacıyla başladığı bu iş, zamanla büyük bir tutkuya dönüşmüş. İşini severek yapmasının yanı sıra, sağlıklı yaşamı ve tarımın faydalarını da kendine ilke edinmiş. Hayriye Hanım, “Tarım, sabır ve azim gerektiren bir meslek. Eğer onu tutkuyla yaparsanız, sonuçları da bir o kadar tatmin edici oluyor” diyor. Bu sıcacık sözleri, gençlere tarım mühendisliği veya ziraat alanında kariyer yapma konusunda cesaret vermekte. Enerjisi ve yaşam sevgisi ile dolu olan Hayriye Hanım, gençlerin tarımda başarıya ulaşabilmesi için gereken bilgi ve birikimi paylaşmaktan çekinmiyor.
Bu hikaye, Taşköprü sarımsağının sadece bir üründen ibaret olmadığını, aynı zamanda onun ardında yatan insan hikayelerini de gözler önüne seriyor. Hayriye Hanım gibi tarım emekçileri, hem geçmişle günümüz arasında köprü kuruyor, hem de geleceğin tarımına yön veriyor. Eğer daha fazla insan, Hayriye Hanım gibi tarıma yürekten bağlı olursa, taahhütü ve sürdürülebilirliği sağlamak daha da kolaylaşır. Hayriye Hanım, her yaşta insanın doğayla bir bağ kurarak sağlıklı bir yaşam sürmesinin mümkün olduğunu açıkça gösteriyor.
Hayriye Hanım, Taşköprü’ye bağlı köydeki diğer üreticilerle de işbirliği yaparak, yerel pazarların canlanmasına yardımcı oluyor. “Beraber büyüyelim, beraber kazanmalıyız” düşüncesiyle hareket eden bu kadın, komşularıyla bilgi alışverişi yaparak daha verimli tarım yöntemlerini uygulamaya koyuyor. Yaşadığı yerin doğal zenginliklerini koruyarak, hem çevreye duyarlı bir anlayış geliştiriyor hem de daha kaliteli ürünler elde ediyor.
Tüm bu çabaları onu, çevresinde sadece bir üretici değil, aynı zamanda bir rol model haline getiriyor. Hayriye Hanım, bu azmi ve enerjisiyle tüm Türkiye’ye örnek olmayı hedefliyor. Herkesin, kendi üzerine düşeni yaparak doğaya sahip çıkması ve sağlıklı gıdalar üretmesi gerektiğine inanıyor. Hayriye Hanım’ın hikayesi, yaşamının her döneminde tarımın ve doğanın ne kadar önemli olduğunu gösteren; azim, sabır ve sevginin birleştiğinde neler başarabileceğinin canlı bir kanıtı durumunda.
Sonuç itibariyle, Hayriye Hanım’ın hikayesi, sadece Taşköprü sarımsağının tanıtımını değil, aynı zamanda insanların tarım ve doğa ile olan bağlarını güçlendirmelerini teşvik eden bir çağrıdır. Tarımın sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı olduğunun önemini vurgulayan bu hikaye, genç nesillere ilham vermeyi sürdürüyor. Yıllar geçse bile, Hayriye Hanım gibi kadınların azmi, gelecekte de tarımın başarı hikayelerine katkıda bulunmaya devam edecektir.