Türkiye'nin tarım açısından zengin coğrafyalarında, pek çok kişi emekli olduktan sonra yeni bir iş koluna yöneliyor. Ancak, bu kez bir emekli çiftçi, alışılmışın dışında bir karar alarak pitaya, yani ejderha meyvesi üretmeye başladı. Günlük yaşamda nadiren karşılaşılan bu meyve, son yıllarda sağlıklı beslenme trendinin artmasıyla birlikte büyük bir ilgi toplamaya başladı. Kilosu 200 TL’ye satılan pitaya, hem lezzeti hem de süsleyici özellikleriyle dikkat çekiyor. İşte emekli çiftçinin hikayesi ve pitaya üretiminin getirdiği yenilikler.
65 yaşındaki Ahmet Yılmaz, yıllarca tarım sektöründe çalıştıktan sonra, emekliliğe adım attığı 2020 yılından itibaren yeni bir hayal peşine düştü. Ziraat mühendisliğinden aldığı bilgi birikimiyle birlikte, daha önce sadece seralarda gördüğü pitaya meyvesini kendi bahçesinde yetiştirmek için kolları sıvadı. İlk başlarda çevresindeki arkadaşları ve aile üyeleri, bu fikri garip karşılasa da, Ahmet Bey’in tutkusunu kırmak mümkün olmadı. Çeşitli bilimsel makaleler okuyarak ve yerel ziraat odalarıyla iletişim kurarak, pitaya yetiştirme sürecine hazırlıklarını tamamladı.
Pitaya, tropik iklim koşullarını seven bir bitki. Bu nedenle, Ahmet Yılmaz, kendi bahçesinde bu bitkiyi yetiştirmeye karar verirken, özellikle iklimsel koşullara dikkat etti. İç Anadolu Bölgesi’nin değişken iklimine uygun olarak, pitaya bitkisini korumak için özel seralar tasarladı. Doğal tarım yöntemleri ile kimyasal girdi kullanmadan, organik gübreler ve doğal pestisitlerde yararlandı. Bitkilerini sulamak için yağmur suyu toplama sistemleri kurarak, hem ekonomik hem de çevre dostu bir üretim yapmayı başardı.
İlk hasadını aldığında, Ahmet Bey, elde ettiği meyvelerin kalitesinin ve lezzetinin kendisini oldukça şaşırttığını ifade ediyor. Çiftinin deneyimi ile harmanladığı bilgileri paylaşarak aslında birçok çiftçiye ilham kaynağı oldu. Kilosunu 200 TL’den satılan pitaya, kısa sürede yerel pazarların, restoranların ve marketlerin stoklarını doldurmayı başardı. Özellikle sağlık bilincinin artmasıyla birlikte, pitaya yalnızca bir meyve değil, aynı zamanda bir gelir kapısı olarak da değerlendirilmekte.
Böylece emeklilik dönemini bir hobi olarak değil, aynı zamanda karlı bir iş fırsatıyla değerlendiren Ahmet Yılmaz, kendisine yeni bir yaşam alanı yaratmış oldu. Bugünlerde, diğer köylü çiftçiler de onun üretim tarzını incelemek için bahçesine ziyarete gelerek, bu eşsiz meyvenin nasıl üretildiğini öğreniyorlar.
Türkiye genelinde pitaya tarımıyla ilgili daha fazla bilgiye ulaşmak isteyenler, tarım seminerleri ve eğitim programlarına katılarak bu özel meyvenin detaylarını öğrenebilirler.
Özetle, Ahmet Yılmaz’ın hikayesi, emekliliğin sadece dinlenme dönemi değil, aynı zamanda yeni bir başlangıç için fırsatlar barındıran bir dönem olduğunu gözler önüne seriyor. Diğer emeklilerin de bu örneği takip ederek, hem sağlıklı bir yaşam sürmelerini sağlamakta hem de ekonomik getiriler elde etmelerine imkan tanımaktadır.